Geleneksel ağ güvenliği modelleri, iç ağdaki cihazların güvenilir olduğunu varsayar. Ancak bu yaklaşım, modern tehditlere karşı yetersiz kalmaktadır. Zero Trust yaklaşımı, hiçbir cihazın veya kullanıcının varsayılan olarak güvenilir kabul edilmediği bir güvenlik modelidir. Bu yazıda, bir Cloud Server ortamında Zero Trust Network mimarisinin nasıl uygulanacağını adım adım inceliyoruz.
Zero Trust Nedir?
Zero Trust, “asla güvenme, her zaman doğrula” prensibiyle çalışır. Bu yaklaşımda, tüm ağ erişimleri, kimlik doğrulama, cihaz kontrolü ve yetkilendirme üzerinden sürekli olarak denetlenir. Özellikle Cloud Server altyapılarında, dış erişime açık sistemlerde kritik bir koruma katmanı oluşturur.
Neden Cloud Server’da Zero Trust Gereklidir?
- Dağıtık yapı: Cloud Server sistemleri genellikle birden fazla bölge ve uygulama arasında çalışır.
- Uzaktan erişim: Ekipler ve servisler farklı lokasyonlardan bağlanır.
- Sürekli tehdit ortamı: İç ağdan dahi gelebilecek tehditler artmaktadır.
Bu nedenlerle, her erişim isteği kimlik, cihaz, konum ve uygulama türüne göre doğrulanmalıdır.
Uygulama Adımları
1. Ağ Segmentasyonu ile Başlayın
Cloud Server üzerinde ağ segmentasyonu, her uygulama ya da servis grubunun ayrı sanal ağlarda izole edilmesini sağlar. Böylece bir alandaki ihlal, diğer alanlara sıçrayamaz.
- VPC (Virtual Private Cloud) yapılandırın.
- Servisleri alt ağlara (subnet) bölün.
- Ağ politikalarıyla sadece gerekli trafiğe izin verin.
2. Kimlik Tabanlı Erişim Kontrolü Uygulayın
Zero Trust, kullanıcı ve servislerin kimliğine göre karar verir. Bu nedenle, erişim izinleri IAM (Identity and Access Management) politikaları ile kontrol edilmelidir.
- SSH erişiminde şifre değil, anahtar tabanlı kimlik doğrulama kullanın.
- API erişimlerinde token veya OAuth 2.0 gibi protokollerle yetkilendirme uygulayın.
- MFA (Multi-Factor Authentication) zorunlu hale getirin.
3. Mikro Segmentasyon Uygulayın
Mikro segmentasyon ile yalnızca uygulama bazlı iletişime izin verilir. Örneğin, yalnızca web sunucusunun uygulama sunucusuna, onun da veritabanına erişebilmesi sağlanır.
- Firewall kuralları her uygulama için ayrı tanımlanmalı.
- Security Group ve ACL yapılandırmaları sıkı tutulmalı.
4. Sürekli İzleme ve Denetleme
Zero Trust sadece yapılandırma ile sınırlı değildir. Sürekli izleme ve anormallik tespiti esastır.
- Sunucu erişimlerini loglayın.
- SIEM (Security Information and Event Management) sistemleri ile tehdit analizi yapın.
- Davranışsal analiz araçları (UEBA) ile olağandışı hareketleri saptayın.
5. Güvenli Servis İletişimi Sağlayın
Servisler arası iletişimde TLS/SSL gibi şifreleme yöntemleri kullanarak güvenliği artırın.
- Cloud Server üzerindeki mikroservisler mTLS (mutual TLS) ile birbirini doğrulamalı.
- Açık bağlantılar yerine özel servis mesh çözümleri tercih edilebilir.
6. Minimum Yetki İlkesini Uygulayın
Her kullanıcı veya servise sadece işini yapacak kadar yetki verilmelidir.
- Root erişimini sınırlandırın.
- Zaman sınırlı izin mekanizmaları kullanın (örneğin sadece bakım süresince geçerli admin yetkisi).
- Gerekirse Just-in-Time (JIT) erişim sağlayan araçlar entegre edin.
Ek Güvenlik Katmanları
- DNS Filtreleme: Şüpheli dış bağlantıları engelleyin.
- WAF (Web Application Firewall): Uygulama seviyesinde saldırılara karşı koruma sağlayın.
- Endpoint Verification: Bağlanan istemcilerin güvenlik durumu kontrol edilmeli.
Sonuç
Cloud Server ortamlarında Zero Trust yaklaşımı, klasik güvenlik çözümlerinin yetersiz kaldığı noktaları tamamlar. Segmentasyon, kimlik yönetimi, şifreleme, davranış izleme ve yetki sınırlandırma adımları doğru bir şekilde uygulanırsa, çok daha dayanıklı ve güvenli bir altyapı oluşturmak mümkündür. Zero Trust mimarisi yalnızca bir teknoloji değil, sürekli güncellenen bir güvenlik stratejisidir.